HOŞ GELDİN EYLÜL

    Yaz bitti.Hani karda,buzda üşürken,rüzgarın uğultusundan yorulduğumuzda özlemle "gelse" dediğimiz;kış boyu planlar yaparak beklediğimiz yaz bitti.Sıcaklardan şikayet ettik,daraldık,bunaldık,tatile gittik ve nasıl olduğunu her yıl olduğu gibi bu yıl da anlamadan bitirdik yazı.Anılar kaldı geride,özlemler,yapılamayanların burukluğu...Şimdiden ""seneye yaza" diye başlayan cümleler kurmaya başladık.
   Denizi,yürüyüşleri,güneşi görmeyi,sıcak kumlara çıplak ayakla basmayı çok seven ben tüm bunlara rağmen sonbahara tukunum.En güzel yazları geride bırakmış olmanın hüznü mü bunun nedeni,içimdeki daimi melankoli mi,yoksa sonbahar boyunca doğanın bir şölen haline getirdiği renk cümbüşü mü bilmiyorum.Hiç bilemedim de zaten.
Eylül...Yaprak dökümünün,biten yazın,gelen sonbaharın adı.Ençok sevdiğim ayı yılın.Eylülde denize girmeyi,eylülde doğa yürüyüşü yapmayı,eylülde aşık olmayı seviyorum.Maviye,mavinin hemen her tonuna sevdalı olan ben,sonbahar geldiğinde sarı ve tonlarının büyüsüne kapılmadan,Edith Piaf dinleyip,Kafka  okumadan yapamam.
   Kendimle konuşmalarımın yoğunlaştığı,üretim kapasitemin arttığı,daha çok okuyup,daha çok dinlediğim muhteşem mevsim sonbaharın ilk ayına "hoş geldin"diyor ruhum.Zorlu geçeceğini tahmin ettiğim bir kış öncesi terapiye girmek gibi sonbaharı yaşamak.Hüzün biriktiriyorum yolculuğa çıkmak için.Hüzün ki yollara en çok yakışan....Güz sarısı sardıkça etrafımı duyularım kendine geliyor sanki.Ve maviliklere duyduğum özlem artıyor;ve ben bunu çok seviyorum.Hoş geldin eylül.Yeşilin sarıya,sarının kırmızıya dönmeye başladığı muhteşem ay.Ahmet Haşim'in dizelerini en çok mırıldanıp,kendimizle yüzleşme cesaretini bulabildiğimiz sarı sıcak günlere merhaba....

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Ahmet Haşim